top of page
  • Instagram
  • Twitter
  • Pinterest
  • Facebook Sosyal Simge
  • YouTube

Doğuma "zihinsel hazırlık"

Neşe Karabekir / Hamile ve Doğum Psikoloğu


Sağlıklı bir doğum için yoga, pilates ve hamilelik egzersizlerini içeren "fiziksel hazırlık" kadar, "zihinsel hazırlık" da çok önemli! Doğuma zihinsel hazırlık yapmanıza yardımcı olacak önerilerimizi, siz sevgili anne adaylarının soruları doğrultusunda hazırladık.
  • Doğum korkumu nasıl yenebilirim?

İlk olarak kesinlikle doğuma hazırlık eğitimine gitmenizi öneriyorum. Çünkü en önemli korku yenme aracı "bilgi"dir. Bilgi, korkunun panzehiridir. Başka annelerle konuşmak, görüşmek ve paylaşmak da önemli! Ama kesinlikle olumsuz doğum hikayelerinden uzak durmalısınız. Ayrıca her zaman egzersize, rahatlamaya ve gevşemeye zaman ayırmalısınız. Şehirde yaşasanız bile, mutlaka ağırlıklı olarak doğada vakit geçirmeye çalışmalısınız. Sakince nefes çalışmaları yapmaya ve olumlu düşüncelere odaklanmaya mutlaka zaman ayırmalısınız.


  • Doğuma hazırlık eğitimi alıp ya sezaryenle doğum yaparsam?

Aslında doğuma hazırlık eğitimleri, anne ve baba adaylarını her tür doğum şekline hazırlar. Sadece doğuma da değil; doğum sonrasına, bebekle olan varoluşa, ebeveynliğe, anne ve baba olmaya ve hatta daha da genişletirsek hayata olan bir hazırlıktır. Hatta bir şekilde tıbbi sebeple veya başka bir sebeple planlı sezaryen yapsanız bile kesinlikle boşuna bir çaba değildir. Eğitime doğum şeklinden bağımsız gidilmesi, doğum hakkında bilgilerin öğrenilmesi ve sezaryenle doğum yapılacaksa dahi, bu doğuma "anne-bebek dostu sezaryen" şeklinde hazırlanılması önemlidir.


Anne bebek dostu sezaryen

Sezaryen planlansa bile, herhangi bir tarih belirlemeden bebeğin doğumu başlatmasına, yani doğumun kendiliğinden başlamasına izin verilen doğumlardır. Bu sayede de hem bebekte hem de annede doğumda aktif olan hormonların salgılanmasına fırsat verilmiş olunur. Böylece özellikle planlı sezaryenlerde daha sık görülen emzirme problemleri, en az düzeyde yaşanabilir. Bebeğin doğum sonrasında güven ve sevgi ihtiyacının kesintiye uğramaması için, bu doğumlarda bebeğin anne ve babasıyla ten tene temas kurmasına fırsat verilir. Her şey yolunda ise bebeğin doğum sonrasında annesinin veya babasının güvenli kucağından ayrılmaması sağlanır.


  • Normal doğumla ilgili o kadar çok olumsuz hikaye duyuyorum ki, ya benimki de kötü geçerse…

Doğum deneyimi yaşamış bazı kadınların doğumu olumsuz anlatmalarının en önemli etkeni, doğumlarında desteğin ve maalesef duygusal desteğin olmamasıdır. Doğumda elbette her türlü durum yaşanabilir; tıbbi açıdan gerekli birtakım müdahaleler gerçekleşebilir, doğumların süresi çok uzamış olabilir, bu uzun doğumların bir kısmı sezaryene dönmüş olabilir, sezaryen isteyen normal, normal isteyen sezaryen yapmış olabilir vb. Sebep her ne olursa olsun burada dikkat etmeniz gereken en önemli şey, “Ya benimki de kötü geçerse, ya şöyle olursa, ya böyle olursa…” gibi olumsuz düşünceleri, kesinlikle kendi doğum anınıza yüklememenizdir. Her bir doğumun kendine has, kendine özel olduğu hiçbir şekilde unutulmamalıdır. Kendi doğumunuza, kendi doğum anınıza ve kendi bebeğinizin doğumuna konsantre olmalısınız. Çok farklı ve olumsuz doğum hikayeleri anlatılmaya başlanıyorsa, henüz hikayenin başındayken dinlemek istemediğinizi belirtmelisiniz. Nasıl ki her insan farklı bir karaktere sahipse, yine her insanın da kendine ait bir doğum hikayesi vardır. O yüzden kendi doğum hikayeniz, kendinize özel ve kendi bebeğinize hediye olmalıdır!


  • İnternetten doğum videosu izlersem olumsuz etkilenir miyim?

Etkilenme derecenize ve aynı zamanda başkasının hikayesinden nasıl etkilendiğinize bağlı olarak değişecektir. Tabii ki önerim, doğuma hazırlık kurumlarının sadece eğitim için hazırladıkları doğum videolarını seyretmeniz. Yani doğuma hazırlık eğitmenlerinin onayladığı videoları izlemeniz en iyisidir. Sizlere özellikle sezaryen ameliyatını izlememenizi öneriyorum. Çünkü sezaryen, ciddi bir karın ameliyatıdır. Eğer doğum seyredilecekse, normal doğumu seyretmekte yarar var. Bunun için de kontrol edeceğiniz şey, öncelikle kendi hisleriniz: Bilgi almak için mi, iyi hissetmek için mi, “Ben de yapabilirim” diye kendinizi motive etmek için mi, örnek almak için mi, yoksa bilinçaltında kendinizi korkutup aslında vazgeçirmek için mi seyrediyorsunuz?


  • Eşim doğumdan çok korkuyor ve beni de korkutuyor. Ne yapabilirim?

Erkeklerin bazılarının doğumdan korkmalarının; olumsuz doğum hikayeleriyle büyümüş olmaları ve medyada doğumun ne yazık ki pek de pozitif anlatılmaması gibi bazı sebepleri var. Bu noktada öncelikle korkunun devreye girdiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla doğum korkunuzu üzerinden atmanız için mutlaka eşinizle birlikte doğuma hazırlık eğitim programlarına katılmalısınız. Çünkü bu sayede çiftler hem doğuma hem anne babalığa hem de en önemlisi de bütün doğum şekillerine hazırlanmış oluyor. Doğuma hazırlık eğitimi aynı zamanda; babanın dönüp kendi hayatını da yeniden gözden geçirmesine vesile olur. Eğer eşiniz eğitimden sonra da korkmaya devam ediyorsa, psikolojik destek mutlaka gerekecektir. Bu noktada özellikle hamile ve doğum psikoloğu desteği ile ilerlemek çok etkilidir. Sadece doğum korkusu olanlara değil, anne ve baba olma yolundaki tüm çiftlere bu desteği öneriyorum.


  • Eşim doğuma girmeli mi?

Her babanın doğuma girmesi gerekmez. Bu, olması gereken bir şey gibi empoze edilmemelidir. Bu tamamen isteğinize, kendi ilişkinize, dinamiklerinize ve gerçekten doğuma hazırlık eğitimine ne kadar manevi yatırım yaptığınıza bağlıdır. Ama doğuma girmese dahi doğuma hazırlık eğitimi, bu anlamda hem sizi hem ilişkinizi hem de erkeği babalığa doğru hazırlayacaktır.


  • Peki, eşim doğuma girerse cinsel hayatımız biter mi?

Öncelikle şunu netleştirmek lazım: Doğuma giren babanın fiziksel olarak yeri; doğumun yapıldığı bölge olan vajinanın karşısı değildir. Yani baba, doğum bölgesinin karşısına geçip de doğumu seyretmemelidir. Deneyimli bir doğum ekibi, doğum anında babanın nerede duracağı ile ilgili onu yönlendirir. Ve ayrıca babanın, eşinin yanında onunla göz kontağı halinde bulunmasını ve belki de başının arkasında ona destek olmasını sağlar. Diğer önemli bir konu; doğum sürecini doğumun sadece çıkış anını görmek olarak algılamamak gerektiğidir. Doğum sürecini biraz da bütün o doğum dalgalarını belki “birlikte” sesli bir şekilde karşılamak ve ıkınmak şeklinde de görmek gerekir. Doğumda erkek, bu seslerden ve anlardan hoşlanmayıp korkarsa ve uzaklaşırsa, bu da onun eşiyle seksten bu kadar kolay ve bu kadar da çabucak uzaklaşacağını bize gösteriyor biraz da aslında... Eşlerin kadın-erkek ilişkilerini yaşarken, cinsellik için zaten mutlaka yıllar ve zaman içerisinde bir yatırım yapmaları gerekir. Doğum, bütün bu yılların ve yaşanmışlıkların yanında sadece bir olay ve bir süreçten ibarettir. Dolayısıyla da erkeğin doğum eyleminden korkmaması; bu olayı doğal algılayıp algılamadığı ve erkeğin de kadının da bu süreci nasıl doğal olarak kendiliğinden yumuşakça ve akış içinde yaşadığıyla ilintilidir.


  • İçgüdüsel bir doğum için "içe dönmek" gerektiği söyleniyor. Bunu nasıl yapabilirim?

Bunun için öncelikle gevşeme ve nefes çalışmalarını öğrenmeniz ve bunları düzenli olarak uygulamanız gerekir. Hatta, bütün bu gevşeme ve nefes çalışmalarını, doğumdan önce ve hatta mümkünse hamileliğe hazırlanırken öğrenmeli ve devam ettirmelisiniz. Dolayısıyla önceliğiniz; nefes ve gevşeme tekniklerini öğrenebileceğiniz doğuma hazırlık programlarına katılmak olmalı. Bu eğitimde öğreneceğiniz egzersizleri de düzenli olarak yapmalısınız. Ayrıca fırsat buldukça meditasyon yapmalısınız. Bunlarla beraber hamilelik döneminiz boyunca bir hamile ve doğum psikoloğundan destek almanız, doğum anında içe dönmenizi ve doğuma odaklanmanızı engelleyebilecek korku ve kaygılarınızın ortaya çıkmasını ve bunlarla baş etmenizi sağlar. Yani, doğuma girmeden önce anne adayları ve hatta baba adayları, psikolog eşliğinde zihinsel bir temizlik yapmalıdır.


  • Suda doğum için farklı bir hazırlık mı yapmalıyım?

Doğumda suyun kullanımı, ilaç dışı ağrı kesici bir teknik olarak öneriliyor. Suyun rahatlatıcı etkisinden, normal duşu kullanmak şeklinde de yararlanılabiliyor. Suda doğum için öncelikle suda doğum hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Suda doğumda suyun kullanımı 2 türlü olabilir: Birincisi "suda doğum", ikincisi "suya doğum"dur. İlkinde önce suyun içine girilir ve kasılmalar esnasında ilaç dışı ağrı kesici teknik anlamında suyun rahatlatıcı gücünden yararlanılır. Ama doğum, dışarıda farklı bir pozisyonda yapılır, yani tabiri caizse kara doğumu olarak gerçekleşir. İkincisinde suyun kullanımı devam eder, anne adayı havuzun içerisindedir ve suya belli bir aşamadan sonra girmiştir. Bu, bebeğin gelmesine az bir zaman kala olan "tam açıklığa" yakın bir aşamadır. Bebek suyun içerisinde doğar ve anne, bebeğini göğsüne alır. Bu tür bir doğumu gerçekleştirmek için en önemli şey, öncelikle doğal doğumu ve normal doğumu öğrenmek ve hazırlanmaktır. Ayrıca suda doğumun avantaj ve dezavantajlarını öğrenmeniz, suda doğumla ilgili olarak sorumluluğu almanız ve halk arasındaki suda doğumla ilgili bazı yanlış mitleri de mutlaka bilmeniz ve bunu da doktorunuzla konuşuyor olmanız gerekir. Ayrıca, suda doğumu yapacak olan ekibin bu konuda deneyimli olması, sizinle hemfikir olması, suda doğumu yaptırabiliyor ve buna inanıyor olması gerekir. Son olarak da suda doğumu yapacağınız hastanenin koşullarını araştırmanız gerekecektir.


  • Ağrılı doğum yapmak beni korkutuyor, ama epidural doğumun da bazı dezavantajları olduğunu duydum. Ne yapmalıyım?

Şahit olduğum doğumlarda, doğuma yeterince hazırlanan anne adaylarının ağrı ve acı kavramını çok fazla kullanmadıklarını gördüm. Bunun yerine doğumu, “Evet baskı oldu, evet zordu, evet zorlandım, evet yoruldum" gibi sözlerle anlatıyorlar. Ağrı çekmemenin alternatifi evet var, epidural aneljezi dediğimiz ağrı kesici ilaçlı bir yöntem. Eğer doğum eylemi yoğun ağrılı bir sürece dönüştüyse, evet bu yöntem uygulanabilir belki ve kesinlikle popüler tıbbın getirdiği bir kavramdır. Evet, bu yöntemde bütün ağrı kesilir, fakat bu tür bir avantajı olduğu gibi birçok dezavantajı da (riskleri de) vardır. O yüzden ağrıdan çok korkanlara önerim, epiduralin de avantaj ve dezavantajlarını öğrenmeleridir. Onu da bir kenarda ihtimal olarak tutuyor olmak ve uygulanıp uygulanmayacağına doğum anında zorlayıcı bir süreçle karşılaşılırsa karar vermek en doğrusu olacaktır. Ancak bir doğumda her şey yolunda giderse ve anne adayına birebir destek olunursa, kesinlikle epidural aneljeziye ihtiyaç olmayacağı unutulmamalıdır. İlaç dışı ağrı kesici tekniklerin doğru ve yerinde kullanılması, ekibin doğumda destek konusunda deneyimli olması ve bu desteğin ebe veya doula’lar ve doğum psikologları tarafından verilmesi epidurale ihtiyacı azaltır. Ama gerektiğinde de her bir kadına bu doğum metodunun sunulması zaten bir haktır ve her hastanede de sunulmalıdır.


  • Doğum fotoğrafçısı varken doğuma odaklanmakta zorlanır mıyım?

Eğer doğumunuzda doğum fotoğrafçısı olmasını istiyorsanız, bu kişinin doğuma hazırlık eğitimi de almış olması ve doğumun her safhasında nerede duracağını, ne kadar sessiz olacağını, mahremiyeti ne kadar koruyacağını ve eğer sezaryen olunursa sezaryende de nasıl bir tutum takınacağını hakikaten bilen biri olması gerekir. Doğum ekibinde doğum psikoloğu varsa, onun da görevi doğumda olumsuz giden herhangi bir şeyden anne adayının korunmasını sağlamaktır. Doğum psikoloğu, gerektiği anlarda doğum fotoğrafçısı veya herhangi başka birinin de odanın dışına çıkarılmasını sağlar. Bu sebeple biz şimdiye kadar fotoğrafçının, doğuma odaklanmayı bozması gibi bir şeyi yaşamadık. Doğum fotoğrafçısını bu sebeple çağırmayıp pişman olan anne adayları da oldu doğrusu. Biz odaklanmayı, nefes ve gevşeme açısından düşünüyoruz. Doktorun içeri giriş çıkışı, ebenin “Hadi bu pozisyonu deneyelim” demesi, eşin bir öpücük kondurması veya fotoğrafçının deklanşöre basması gibi etkenler olabilir. Bütün bunlarda annenin içe nasıl döneceğini, gevşemeyi nasıl yapacağını ve dış sesleri duymamayı öğrenmesi çok önemli. Elbette eğer odaklanmanızı çok engelleyeceğini düşünüyorsanız, doğum fotoğrafçısı istemeyebilirsiniz.


Editörün notu: Uzmanımızın diğer yazılarını da mutlaka okuyun.

Comments


Ailelere kılavuzluk etme hedefiyle yola çıkan saglikliaile.com; hamilelik, doğum, doğum sonrası, bebek, çocuk, ergenlik, psikoloji, sağlık, eğitim, güzellik, bakım, beslenme, cinsellik, yaşam ve eğlence gibi ana konuların yer aldığı geniş içeriğini birbirinden değerli ve deneyimli uzmanlarıyla sizlere ulaştırıyor.

Kayıt olduğunuz için teşekkürler!

Copyright © 2022   Mailto: Sağlıklıaile.com.  Tüm Hakları saklıdır.

bottom of page
DMCA.com Protection Status