İkiz bebekler normal doğumla dünyaya gelebilir
- Zuhal Eyuboglu
- 15 Haz 2019
- 10 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Şub 2021
Röportaj: Zuhal Eyüboğlu
Tek bebekler normal doğabiliyor da, ikiz bebeklerin nesi eksik? En çok da tüp bebek uygulamalarından dolayı ikiz bebek doğumlarının arttığı günümüzde, ikiz bebeklerin de normal doğumla dünyaya gelebileceğini uzmanlar anlatıyor.

Türkiye, sezaryenle doğum oranlarında dünya ikincisi ve Avrupa birincisi! Peki, bu sonucun en önemli sebebi ne olabilir? Toplumsal olarak doğum bilincinin ve doğum kültürünün olmaması bunda en büyük etkenlerden biri diye düşünüyorum! Her şeyin doğalına eğilim olan bir zamanda, doğumun doğalına eğilimin yeterince olmaması ise anne ve bebek sağlığı açısından maalesef oldukça trajik! Peki, hamilelik ve doğum doğal bir olgu iken, ikiz bebek doğumları da doğal bir şekilde normal olamaz mı? Bu konuda merak edilenleri ikiz bebek doğumlarında en deneyimli doktordan biri olan Dr. Hakan Çoker’e ve kendisi de ikiz bebeklerini normal doğumla dünyaya getiren Hamile ve Doğum Psikoloğu Nergis Azanpa’dan öğrenmeye ne dersiniz…
“YETERİNCE DESTEKLENEN İKİZ HAMİLELİKLERDE NORMAL DOĞUM ORANLARI EN AZ YÜZDE 60 OLABİLİR”
- Dr. Hakan Çoker / Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
İkiz doğumların normal gerçekleşebilmesi ile ilgili Türkiye’de ve dünyada algı nasıl?
Benim asistanlık dönemlerimde ikiz doğumların birçoğunda doğumun kendiliğinden başlaması beklenilirdi ve birçoğu da doğarlardı. Ancak yıllar içinde iki şey oldu; Hem sezaryen ameliyatları ve bebek bakımları kolaylaştı hem de ailelerin risk konusundaki beklentileri değişti. Bu durum dünyada ve Türkiye’de ikiz gebeliklerdeki sezaryen oranlarını arttırdı. Şu anda Türkiye’de neredeyse ikiz gebelik eşittir sezaryen gibi bir kültür hakim.
Hangi durumlarda ikiz doğumlar normal gerçekleşebilir? Hangi durumlarda normal gerçekleşemez?
Açıkçası burada cevaplanamayacak kadar uzun ve tıbbi bir konu. Bu konu bebek ve annenin sağlığı, keselerin tek veya çift olması, tek veya çift yumurta ikizi olması, plasentaların oluşumu ve yerleşimi, hastane koşulları ve doktorun tecrübesi ile çok değişkenlik gösterir. Ama her iki bebeğin de sağlıklı olduğu ve her ikisinin de baş gelişi ile geldiği ayrı keselerdeki ikiz doğumlar, doğuma en yatkın olanlardır diyebiliriz.
İkiz bebek doğumlarında risk oranları ne kadar?
Önce riskli ikiz doğumları ayıralım. Yani örneğin bebeklerden biri çok küçük kaldı, plasenta problemleri var, bebeklerde sorun var, annede bazı hastalıklar oluştu vb. Bu tür ek risk faktörleri olmayan, uygun pozisyonlarda gelen ikiz bebeklerle, yine aynı koşuldaki tekiz bebekleri karşılaştıralım. Az riskli tekiz bebeklerde 37 hafta sonrası anne karnında veya doğumda bir sorun çıkma oranı ortalama binde 1.5 iken, ikiz bebeklerde bu oran binde 3.5-5.5 aralığındadır. Bu artan risk bazı ailelere göre önemli bazı ailelere göre ise önemsiz olabilir.
Bir de anneye ait bazı riskler vardır ki bunların başında doğum sonrası kanama gelir. Bu risk uygun önlemler ve uygun hastane seçimi ile karşılanabilir.
Yeterince desteklenen ikiz doğumlarda normal doğum oranları neler? Bu konuda yeterli bir veri var mı elinizde?
Her şey yolunda başlayan, doğru seçilmiş ve yeterince desteklenen hamilelerde doğum oranları en az yüzde 60 ve üzerinde olacaktır.
İkiz bebeklerin normal doğması için anne ve baba adaylarının izlemesi gereken yollar neler?
İkiz anne ve babalar önce beslenme konusunda iyi olmalılar. İyi beslenme sağlıklı bebekler getirir. Ardından ikiz doğumlardaki risk oranları vb konularını araştıracaklar. Ve önerim, mutlaka doğum eğitimlerine de katılmalarıdır. Sonrasında bebeklerinin doğumu için sağlıklı bir karar gelecektir.
Ülkemizde doktorlar ve ebeler ikiz doğumlar hakkında ne kadar bilgili ve deneyimli?
“İkiz doğum”lar azaldıkça bu konudaki deneyimlerin de gittikçe azaldığını söylemek yanlış olmaz. Bugün büyük hastanelerde, acil doğurmak üzere gelmediyse, ikiz doğumların çoğunluğu planlı sezaryenle alınmaktadırlar.
“İKİZ NORMAL DOĞUM, BİR CESARET İŞİ DEĞİL, BİR SEÇİMDİR”
İkiz doğumunu normal yapmak isteyen bir çift çok mu cesur sizce? Yoksa tek bebek doğumuna çok mu yakın?
Bunu cesaret olarak değil, bir seçim olarak tanımlıyorum. Çünkü seçtiğiniz alternatif olan sezaryenin de riskleri vardır. Ama doğru seçilmiş ikiz hamileliklerde, uygun ve önlemlerin tam olduğu hastanelerde, tecrübeli ekiplerle ikiz doğum bir macera değil bir seçimdir.
İkiz bebek doğumlarının normal olursa gerçekleşme aşamaları nasıl (Herkes bunun nasıl gerçekleştiğini çok merak ediyor da…)
İkiz doğumlarda ilk gelen bebek baş ile doğar. İkinci bebek için muayene yapılır, gerekirse su kesesi açılır ve baş ile geliyorsa başın kontrol altında yerleşmesi sağlanır. Eğer uygun pozisyonda gelmiyorsa doktor içerde bebeğin doğru pozisyona gelmesi için bebeğe manevralar yaptırır. Ardından ikinci bebekte de doğum yine spontana bırakılır. Her iki plasenta da bebekler çıktıktan sonra kendiliğinden ayrılırlar. İkiz doğumlar bazen terletir, ama bir doktor olarak çok zevkli doğumlar olduğunu söyleyebilirim.
Son yıllarda dünyada da ülkemizde de doğum sonrası anne bebek ve baba bebek arasında tentene temasa çok önem veriliyor. İkiz bebek doğumlarında da ten tene temas mümkün oluyor mu?
Erken doğum vb değilse ve solunum problemi yoksa elbette mümkün. Evet, şu anda tercih edilen bir sağlık uygulamasıdır bu. 36 hafta ve sonrasında doğan ikiz bebekler neredeyse miadında doğan bebekler kadar gelişmiş gelirler. Bu yüzden Ten Tene Temas için bir engelleri olmaz. Bir sorun olursa zaten gerekli müdahaleler hemen yapılacaktır.
İkiz bebek doğumunun normal gerçekleşmesinin anne, bebek ve baba açısından avantajları neler?
Anne açısından avantajı çok net; ameliyat olmamış oluyor ve bebekle bağlanması artıyor. Baba açısından da eğer doğuma girmişse bebeğiyle olan bağı güçlendiriyor, eşe olan saygıyı da arttırıyor. Bebek açısından ise doğumun tüm avantajlarını yaşamış oluyor.
Hem özelde hem devlette ikiz normal doğumlar gerçekleşiyor mu? Gerçekleşmesi için şartlar nasıl olmalı?
Özel hastanelerde ikiz doğumlara izin veren doktor sayısı az. Devlet hastanelerinde ise sadece çok yoğun hastanelerde, acil durumlarda kaldı denebilir. Planlı olarak ikiz doğum takip eden ve vajinal doğuma izin veren hem aile hem de doktor sayısı çok azaldı.
“Kritik nokta: Aileler de sorumluluğu doktorla paylaşmalıdır”
Dr. Hakan Çoker, ikiz bebek bekleyen anne ve baba adaylarına şu tavsiyelerde bulunuyor: Seçilmiş ikiz doğumlarda evet artan riskler vardır, ama bunlar her ikizi sezaryenle doğurtmamızı önerecek boyutta değildir. Binde 3-4 arasında artan ek riskler faktöründe görev ailelere düşüyor. Eğer bebeklerine vajinal doğum ile kavuşmak istiyorlarsa bu riskleri bilinçli olarak algılamaları, kabul etmeleri ve doktorlarına güven vermeleri gerekir. Aksi takdirde hiçbir doktor onları doğum için ikna etmeyecektir. Bu güveni vermeyen ailelerin doğumlarına girmeyi de reddedeceklerdir. İkiz doğumların birinde bir baba bana şöyle söylemişti; “Bu doğumdaki riskleri biliyoruz. Ama bu bizim seçimimiz, sizi asla sorumlu tutmayız.” Bu cümle ailenin bilinç düzeyini gösterir ve doktoru rahatlatır. Aileler sorumluluğu paylaşmadığı sürece doktorlar ikiz doğum olsun tek doğum olsun artan en ufak bir riskte sezaryeni önermeye ve tercih etmeye devam edecektir.
“BEDENİMİZDE İKİ BEBEK BÜYÜTEBİLİYORSAK, BU İKİ BEBEĞİ DE DOĞURABİLECEK DONANIMDAYIZ”
- Nergis Azanpa / Hamile ve Doğum Psikoloğu
İkiz bebeklerini normal doğumla dünyaya getirmiş bir anne olarak neler hissettiniz doğum sırasında? Doğum çok da mahrem bir şey evet biliyoruz, ama biraz anlatabilir misiniz?
Hamileliğim boyunca bebeklerimi normal doğurabilmek için hazırlanmış bir anne adayıydım. Doğuma hazırlık eğitimi sayesinde, doğum anında bana yardımcı olacak zihinsel ve fiziksel tekniklerle ilgili bilgim vardı. Doğum ekibim ile sürekli iletişim halindeydim. Sanırım bu nedenle bana göre rahat bir doğum süreci geçirdim. Doğumun üzerinden 4 yıl geçti. Geriye dönüp o ana gittiğimde doğumun başlama anını ve bebeklerimi kucağıma alma anını hatırlıyorum. İkisi arasında ortalama 10 saat gibi bir süre var. Bu 10 saat şu anda flu olarak hatırladığım, ama zihinsel olarak “en güvenli yerde” olduğum bir zaman dilimiydi. Zihin kendini güvende hissedince beden de kendini bırakıyor ve gevşiyor. 38. haftaya girdiğimiz o gün saat 03:00 civarı suyum geldiğinde başlamıştı doğumum. Doktorumun ve ebemin yönlendirmesi ile saat 7’ye kadar evde hazırlandım. Evde geçirdiğim bu ilk saatlerde gevşemek için ılık duş aldım. Hastane çantamın son kontrollerini yaptım ve sonrasında eşimi ve annemi uyandırdım. Öncesinde uyandırmadım, çünkü onların stresi ve heyecanının bana bulaşmasını istemiyordum. Yani kontrol bende olsun istiyordum. Tıpkı doğumda olmasını istediğim gibi. Hastaneye yatıştan oğlumuzun başı görünene kadarki süreyi odada geçirdim. Oğlumuzun başına ilk dokunan bendim ve bu benim için inanılmaz bir deneyimdi. O andan itibaren yan odaya, yani doğum odasına girdik. Her anımda eşim de yanımdaydı. Eşim de eğitimde öğrendiği teknikleri uyguluyordu. Özellikle bana yaptığı masajların etkisinin bebeklerimize kadar ulaştığını düşünüyorum. Doğum ekibimin desteği inanılmazdı. Doktorumun, doğum psikoloğumun ve ebemin desteği ile ilk önce oğlumuz doğdu. Kordonunu kesmeden ilk benim göğsüme verdiler. O ilk sahnenin tarifi için kelimeler yetersiz kalıyor. Oğlumuzu babası ile birlikte karşıladık. 38 dakika boyunca göğsümde yattı, sakinleşti, ilk muayenesi yine benim göğsümde yapıldı. Bakım için benden uzaklaştırılmadı. Hatta ondan kardeşini çağırmasını istedik. 38 dakika sonra kızımız doğmuştu. Onun kordonu göğsüme yetişmediği için daha erken kesildi. Ve işte iki bebeğim de göğsümdeydiler. 9 ay boyunca yaptığım tüm hazırlığın meyveleri kollarımdaydı. Yaklaşık 1 saat kadar göğsümde ten tene temas yaptık. Çünkü onlara göre yabancı bir dünyada tanıdık bir kalp ritmi, ten kokusu ve anne baba sesi kendilerini güvende hissetmeleri için en önemli şeylerdi. Huzurlu ve şölen tadında bir karşılama gibiydi doğumum.
Özellikle de ülkemizdeki anne adaylarının önemli bir kısmı tek bir bebeğini bile normal doğum ile dünyaya getirmeye cesaret edemezken, siz nasıl bu cesareti gösterebildiniz? Sizi bu konuda dürten duygular nelerdi?
İkiz bebeklerimi normal doğum ile dünyaya getirdiğimi duyanlar önce, “Böyle bir şey mümkün mü?” diye soruyorlar. Ben de “Tıbbi açıdan normal doğmalarına engel bir durum yoksa neden mümkün olmasın” diye cevap veriyorum. Ne yazık ki toplumsal algıda ikizlerin normal doğamayacağına inandırılmışız. Bedenimizde iki bebek büyütebiliyorsak, bu iki bebeği de doğurabilecek donanımda yaratıldığımıza inanıyorum. Cesaretten önce bence, bir inanç meselesi bu. Bu inancımın oluşmasında ailemden dinlediğim köyde, tarlada ikiz bebek doğuran kadın öykülerinin olumlu katkılarını yok sayamam. Onlar hastane ve doktor görmeden doğurabilmişlerse ben doğum ekibimle neden doğuramayayım diye düşünmeme vesile olmuştu bu öyküler.
Psikolojik açıdan baktığımızda; Bedenimizin tüm hücreleri zihnimiz tarafından yönetiliyor. Ben de öncelikle tıbbi açıdan doktorumun, “Normal doğurabilirsin” bilgisinden sonra zihinsel olarak bebeklerimi normal doğurabileceğimi tüm hücrelerime ve tabii ki önce kendime inandırdım. Normal doğurabileceğime inanmakla birlikte bunun için fiziksel ve psikolojik olarak ne yapılması gerekiyorsa yaptım. Burada doğuma odaklı bir Doğuma Hazırlık Eğitimi bana çok fazla yol gösterdi.
“BİZ EŞİMLE DOĞUMA HAZIRLANMADAN ÖNCE ANNE VE BABA OLMAYA HAZIRLANDIK”
Doğuma nasıl hazırlandınız?
Doğuma hazırlanmadan önce anne olmaya hazırlandım ben. Eşim de aynı şekilde baba olmaya hazırlandı. Daha annemizin karnındayken başlayarak bize aktarılan ebeveynlik rollerimize bakma fırsatı yakalamıştım aldığım Psikodrama eğitiminde. Toplum baskısı ile Anne olmam gerektiği için değil, gerçekten anne olmak istediğimi fark ettiğimde yani anne olmayı yeterince içselleştirdiğimde, eşimi de alıp doğuma hazırlık eğitimine gitmiştik. Amaç eşimin baba olmaya hazır olup olmadığını fark etmesini istememdi. Doğuma hazırlık eğitimine önce bu amaçla ortada bebekler yokken gittik. Doğuma hazırlanmak, doğurmak, sadece anne adayının görevi gibi algılanıyor. Doğurma eylemini kadın yapıyor olabilir, ancak doğuma hazırlanma sürecinde baba adaylarının da bulunmasının önemini umarım tüm doğum ekipleri fark eder. Eşlerin, doğum destekçilerinin, hastane yöneticilerinin doğuma bakışlarını değiştirdiklerinde, doğum şekillerini değiştirebileceklerine inanıyorum. Doğuran kadın, çevresindeki insanların pozitif ve negatif tüm duygularını hissediyor ve bu onun doğum şekline yansıyor. Bu açıdan bakıldığında kadınla birlikte ona destek olacak kim var ise onunla birlikte doğuma hazırlanması gerektiğini düşünüyorum.
Anneliğe hazır olduktan sonra bebeklerim de gelmeye karar verdiklerinde eşimi alıp ikinci kez doğuma hazırlık eğitimine gittik. Bu kez doğuma hazırlanmak içindi gidişimiz. Bu eğitim, hamileler ve baba adaylarının doğuma hazırlanmaları için mükemmel bir rehber. Doğuma hem fiziksel hem zihinsel hazırlık hakkında teorik ve pratik bilginin verildiği interaktif bir eğitim. Ben de bu eğitimden benim işime yarayan bilgileri alıp doğuma kadar onları uygulamaya çalıştım elimden geldiğince. Benim işime yarayan ve ikiz bebeklerimi normal doğurmama destek olan zihinsel teknikleri kullandım. Örneğin; doktorum normal doğum için her iki bebeğin baş aşağı gelmesinin beklendiğini söylediğinde, “İmgeleme” çalışmalarına başlamıştım. Bebeklerimin her ikisinin de baş aşağı baktığı görselini zihnimde imgeliyor ve onlarla iletişim kuruyordum. Bir diğer zihinsel çalışma ; “Güvenli Alan Egzersizi”. Bu egzersiz sayesinde zihinsel olarak oluşturduğum güvenli alanımda karşıladım dalgalarımı (Kasılmalarımı). İki soru önce flu olarak hatırlıyorum diye bahsettiğim zaman diliminde aslında bu tekniği uyguluyordum. İçe dönme; bebekle iletişim kurmam ve kendimi dış dünyaya kapamamam açısından yardımcı olmuştu. Ortalama 10 saatlik süreyi bu sayede 1 saat gibi hissetmiştim. Hatta çocuklarımın doğum saatini öğrendiğimde bu yüzden çok şaşırmıştım. Yine bu eğitimde öğrendiğim ilaç dışı rahatlatıcı teknikler sayesinde de doğumda hiç ağrı hissetmedim. Çükü en başından beri “ağrı”, “sancı” değil, “dalga” ve “kasılma” kelimelerini kullanarak zihni hipnoz etmenin olumlu sonuçlarını yine bu eğitimde öğrenmiştim.
Kısacası doğuma hazırlanırken öncelikle zihnimdeki olumsuzlukları, olumluları ile yeniden yapılandırarak başladım. Çünkü tüm hücrelerimin zihnimdeki mesajlardan etkilendiğini biliyordum. Sorasında fiziksel hazırlıklar ile ağrıyla baş etme ve doğum pozisyonlarına hazırlandım. Doğum sadece fizyolojik bir eylem olmadığı için hem psikolojik hem fiziksel unsurları göz önüne alarak doğumuma hazırlanmıştım.
Hamile ve doğum psikoloğu olmaya karar verme süreciniz nasıl oldu?
Hamile ve Doğum Psikoloğu, hamilelik öncesinden başlayarak, hamilelik süresi boyunca ve gerekirse doğumda hamileye, hamilenin yakınlarına ve doğum ekibine destek olan kişidir. Bu alan, psikoloji lisansının üstüne alınabilen uzmanlıklardan sadece biri. Tez yazdığınız, uygulama doğumlara girmeniz gereken, teorik ve pratik bilgi ve süpervizyon aldığınız çok donanımlı bir eğitimden geçerek hamile ve doğum psikoloğu olabiliyorsunuz.
Anne olmaya hazırlık sürecindeyken hamile ve doğum psikoloğu olma sürecim başlamıştı. Hamile ve Doğum Psikoloğu ve Doğuma Hazırlık Eğitmeni eğitimine başlamadan önce doğuma hazırlık eğitimine katılmıştım. Eğitimin bana ve eşime kattıklarını görünce bu eğitimi almaya karar verdim. Kayıt yaptırdığımda henüz hamile değildim, ama ilk oturuma 5 haftalık hamileyken katılmıştım. 9 ay süren bir eğitimi gebe olarak tamamlamıştım. Benim için çok güzel bir fırsat olmuştu. Doğuma hazırlık için ulaşabileceğim tüm kaynaklara ulaşma fırsatı ve bunun sonunda uzmanlık sertifikası almak bulunmaz bir nimet olmuştu benim için.
Psikolojinin bu önemli alanı ülkemizde hala yeterince bilinmiyor, hamile ve doğum psikoloğu neden gerekli?
Türkiye’de de bu mesleğe ihtiyaç hissedildi, çünkü eskiden doğal bir süreç olarak görülen doğum, toplum ve medyanın etkisi ile normal olmayan, hastalıklı bir durum olarak algılanmaya başlandı. Hatta doğumdan korkulduğu için sezaryen ameliyatı maalesef bir doğum şekli olarak annelere sunuldu veya anneler bunu talep etmeye başladılar. Bu korkuların kaynağını bulmak, doğum ve doğurmak kavramı ile ilgili yanlış algıları düzeltebilmek için psikologların bu alanda çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyorum. Doğumun pasif değil, aktif bir eylem olduğu ve tüm memeli canlılar (kedi, köpek) gibi bizlerin de doğurabilme yeteneği ile doğduğumuzu, bu gücün içimizde olduğu, bebeklerin de doğumdaki aktif sürecini anlatarak toplumdaki olumsuz algıyı değiştirebilme misyonumuz olduğuna inanıyorum. İşte bu düşünceyle; benim öğrendiğimi, bildiğimi tüm kadınlar bilmeli, keşfetmeli düşüncesiyle bu yola çıktım. Umarım tüm kadınlar kendi bedenlerinin ve bebeklerinin gücünü keşfederler.
Doğumla ilgili maalesef ki hala duyduğumuz olumsuz deneyimler değişirse, önümüzdeki nesillere aktarılan olumsuz yargıların da değişeceğine inanıyorum. Bu yolda bir kum tanesi kadar bir katkım olursa ne mutlu bana.
İkiz bebek bekleyen ve normal doğum yapmak isteyen ailelere öneriler
Hamile ve Doğum Psikoloğu Nergis Azanpa:
Öncelikle doktorları ile görüşmelerini öneririm. Çünkü bazı tıbbi durumlar ikizlerin normal doğumuna engel olabilir. Eğer doktorları ikizleri normal doğurabileceği bilgisini ve desteğini verirse ki doktor desteğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. O zaman zihinsel ve fiziksel hazırlık sürecine başlayabilirler. Doktorum bana bu konuda güven vermeseydi normal doğurmaya bu kadar odaklanabilir miydim emin değilim.
İkiz doğumu ile ilgili negatif konuşan insanlardan uzak durmaya çalışsınlar. Bu kişiler aile üyeleri ise anne, abla vb onlarla bu konuyu konuşabilirler. Doğuma kadar pozitif doğum hikayeleri olan kadınların doğum öykülerini dinleyebilirler. Yoksa internette normal doğum çoğul hamilelik videolarını izleyebilirler. Bizim doğum videomuzu internetten izleyebilirler. Ben çok fazla çoğul normal doğum videoları izlemiştim. Bana yardımcı olmuştu. Bunlar zihinsel olarak imgeleme oluşturacak ve hamileyi pozitif yönde etkileyecektir.
Mümkünse, kendi doğum hikayelerini annelerinden dinlesinler. Böylece olumsuz bir öykü varsa onları yeniden yapılandırma fırsatı oluşturabilirler. Anlatılmasa bile hücrelerinde o bilgi var ve doğum anında o bilgi korku ve kaygı olarak gün yüzüne çıkabilir. Eğer kendi doğum hikayeleri pozitif ise bu da hamileye güç verecektir.
Bulundukları il veya ilçelerde doğuma hazırlık eğitimlerini takip edebilirler. 4 yıl önce bu kadar yaygın değildi. Artık büyük iller dışında da bu eğitimlerin yapıldığını görebiliyorum.
Eşin desteği ve doğum ekibinin desteği çok önemli. Mümkünse doğum yapacağı ekibi önceden tanımalılar. İletişim dili doğumu etkileyen önemli bir unsur. Onlarla iletişim kurun, karşılıklı birbirinizden beklentilerinizi alın. Bu süreç tek taraflı bir süreç değil çünkü.
En önemli konu ise sezaryene asla karşı olmamak. Ben normal doğum niyetiyle doğuma giderken bile ihtiyaç doğar ise doğumun sezaryen doğuma gidebileceğini kabul etmiştim. Ve bunu doğum ekibim ile karşılıklı görüşmüştük. Normal doğuma hazırlanan, ama sonrasında sezaryen olmak zorunda kalan anneler büyük hayal kırıklığı yaşıyor ve kendilerini kandırılmış ya da başarısız hissedebiliyorlar. Gerektiğinde sezaryenin annenin ve bebeklerinin hayatını kurtarabileceğini bilerek doğuma hazırlanmalılar. Körü körüne normal doğuma hazırlanmak zarar verecektir.
Tüp bebek ikizleri de normal doğabilirler aslında değil mi?
İkiz hamilelerle görüşmelerim sırasında dikkatimi çeken bir durum var; özellikle tüp bebek gibi doğal olmayan yolla hamile kalan ikiz anneleri, bebeklerinin normal doğamayacaklarına inanıyorlar. Bu şekilde düşünen anne adaylarına mesajım şu: Normal yolla hamile kalamamış olabilirsiniz, ancak bu sizin normal doğum yapamayacağınız anlamına gelmez. Elbette her zaman olduğu gibi doktorunuzdan teyit aldıktan sonra, tüp bebekle hamile kalan anne adayları da, her açıdan normal doğumu destekleyen koşullar var ise normal doğurabileceklerine inanabilirler. Bana göre cesaretten önce inanç geliyor. İnanırsak her şey mümkün!
Comments