top of page
  • Instagram
  • Twitter
  • Pinterest
  • Facebook Sosyal Simge
  • YouTube

Çocuklarda alerji hakkında merak edilen soru ve cevaplar

Doç. Dr. Mahmut Doğru / Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı


Çocuklarda görülen alerjilerle ilgili anne babaların en çok merak ettiği sorular…

  • Çocuklarda alerji testi için yaş sınırı nedir?

Alerji testleri için alt yaş sınırı yoktur, her yaşta uygulanabilir. Fakat seçilecek alerjenler hastalığa, hastanın yaşına ve öyküsüne göre değişir.


  • Alerji testleri hangi periyotlarla tekrar edilmeli?

Alerji testlerinin rutin olarak belirli aralıklarla tekrarlanmasına gerek yoktur. Fakat yeni alerji gelişiminden şüpheleniyorsa tekrarlanabilir. Ayrıca 3 veya 5 yaşından önce yapılan ve alerji saptanmayan çocuklarda alerjik şikayetler devam ediyorsa 5 yaşından sonra tekrarlanabilir.


  • Alerjik hastalıklarda genetik faktörlerin etkisi nedir?

Alerjik hastalıklar hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkisiyle oluşurlar. Eğer anne veya babadan biri alerjik ise çocukların da alerji olasılığı % 20-30 iken ikisi de alerjik ise bu oran % 50-60’a tırmanır. Tek yumurta ikizlerinin birinde alerjik hastalık varsa diğerinde alerjik hastalık olma olasılığı % 77’dir. Çift yumurta ikizlerinde ise bu oran % 15’tir.


  • Anne sütünü yeterince alan bebeklerde alerji görülme riski daha mı az?

Sağlık üzerindeki olumlu etkileri ve bebek için en uygun besin olması nedeniyle tüm bebekler ideali 2 yıl olmak üzere mutlaka en az 6 ay anne sütü almalıdır. Yapılan çalışmalarda inek sütünden veya soya proteininden elde edilen hazır mamalar ile beslenen çocuklarda, anne sütü ile beslenen çocuklara göre daha yüksek oranlarda astım/hışıltılı solunum ortaya çıktığı bulunmuştur. Benzer sonuçlar besin alerjisi (yerfıstığı), atopik dermatit egzema) ve alerjik rinit için yapılan çalışmalarda da gösterilmiştir. Ulusal astım tanı ve tedavi rehberinde, astımdan primer (birincil) korunmaları için bebeklerin ilk 4-6 ay sadece anne sütü ile beslenmesi önerilir.


Sezaryenle doğumda, faydalı mikroplarla karşılaşma durumu olmadığı için bebeğin immun sistem gelişimi etkilenir.
  • Sezaryenle doğum, alerjileri tetikler mi?

Sezaryenle doğum ile ileride gelişebilecek alerjik hastalıklar hakkında çalışma sonuçları çelişkili olmasına rağmen son araştırmalarda sezaryenle doğan çocuklarda özellikle astımın daha sık olarak görüldüğü saptanmıştır. Normal doğum sırasında bebekler annenin doğum kanalındaki mikroplarına maruz kalırlar ve bu mikroplar bebeğin mide bağırsak sistemi ve derisindeki mikrobiyatanın oluşmasında önemli rol oynarlar. Sezaryenle doğumda bu faydalı mikroplarla karşılaşma durumu olmadığı için immun sistem gelişimi etkilenmekte ve ileride astım gibi alerjik hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Uluslararası astım rehberi olan GINA (Global Initiative for Asthma-Astım İçin Küresel Girişim) astımın önlenmesinde normal doğumun teşvik edilmesi gerektiğini vurgular.


  • Alerji tespit edilen çocuklar, alerjenlerden tamamen mi uzaklaştırılmalı?

Elbette. Eğer çocuğun alerjisi deri testleri ile saptanmış ve çocuk alerjisi olan maddelerle temas ettiğinde şikayetleri (öksürük, burun akıntısı, döküntü vb) oluyorsa bu alerjenlerden kaçınılmalıdır. Bunu yapabilmek, besin ve ilaç alerjileri için kolayken havadan bulaşan (ev tozu akarı, polen, küf, hayvan epiteli) alerjenler için zordur. Fakat alerjik hastalıkların tedavisinde ilk kural alerjik olunan alerjenden uzak kalmaktır. Bu yüzden mümkün olduğunca alerjenden uzak kalınmalıdır.


  • Çocukluk döneminde görülen astım, yetişkinlik döneminde de devam eder mi?

Çocukluk döneminde astımı olan çocuklarda ergenlikte veya 20’li yaşlarda astım oranı gerilir. Özellikle erkeklerde ve hastalık şiddeti hafif olan çocuklarda ilerleyen yaşlarla birlikte astımın geçme ihtimali yüksektir. Ancak astımı gerileyen çocukların yaklaşık dörtte 1’inde ilerleyen zamanlarda astım tekrar gelişebilir. Bütün kronik hastalıklarda olduğu gibi astımda da düzenli doktor takibi önemlidir. Aşağıdaki özellikleri taşıyanlarda astımın devam etmesi daha olasıdır:

* Cinsiyet kadın ise,

* Astım şiddetli ise,

* Ailede astım varsa,

* Eşlik eden başka alerjik hastalığı (atopik dermatit, alerjik rinit, besin alerjisi) varsa,

* Deri testlerinde duyarlılığı varsa,

* Bronş duyarlılığı varsa,

* Solunum fonksiyon testlerinde bozukluk varsa,

* Sigara içiyorsa veya dumanına maruz kalıyorsa, * Erken çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonu (zatürre) geçirdiyse.


  • Astımda öksürük atakları var ise nasıl bir tedavi uygulanır?

Astım tekrarlayan öksürük, hışıltı, göğüste sıkışıklık ve nefes darlığı atakları ile karakterize bir hastalıktır. Bu durumlarda hastaya nefes açıcı ilaçlar ve gerekirse kortizonlu ilaçlar verilir. Bunun dışında nefes darlığı, hışıltı ve göğüste sıkışıklık olmadan sadece öksürükle seyreden astım tipi de vardır.


  • Astım ataklarında hava ile verilen ilaçlar ne kadar masum?

Hava ile verilen ilaçlar 2 çeşittir. Bunlar nefes açıcılar ve kontrol edici ilaçlardır (kortizonlu ilaçlar). Doktor önerisinde uygun şekilde, uygun dozlarda kullanıldıklarında önemli bir yan etkileri yoktur. Fakat yüksek dozda ve uygun olmayan şekilde kullanıldıklarında tüm ilaçlar gibi yan etkileri olabilmektedir. Yine de ilaç kullanımından itibaren herhangi bir farklılık gözlenirse mutlaka doktora haber verilmelidir.


  • Kortizon içerikli alerji ilaçları ile ilgili hangi noktalara dikkat edilmeli?

Alerjik hastalıkların tedavisinde kortizonlu ilaçlar en etkili ilaçlardandır. Bu ilaçların kortizon oranları değişkenlik gösterirken, hastalığa göre kullanılan kortizonlu ilaçlar da değişir. Astımda kortizonlu ağız spreyleri, alerjik rinitte kortizonlu burun spreyleri, atopik dermatitte kortizonlu krem/merhemler kullanılır. Bütün bu ilaç formlarını kullanırken güçlü kortizon çeşitleri mümkün olduğunca kullanılmamalıdır. Bu ilaçların yüksek dozlarda, uygunsuz şekilde kullanımları sonucunda kortizona bağlı yan etkiler (deri atrofisi, deride çizgilenme, damar genişlemesi, akne, kemik erimesi, katarakt, glokom, büyüme geriliği, adrenal aksın baskılanması, hipertansiyon, ülser, şeker hastalığı gibi) görülebilir.


  • Astımlı çocuklar hiç mi koşmasın, oynamasın?

Astımlı çocukların spor yapmalarını yasaklamıyoruz. Özellikle yüzmeleri önerilir. Fakat bazı astımlı çocuklarda havuzlardaki klora bağlı astım semptomları oluşabilir. Çocuğun alerjisine göre spor yaptığı mekanlar önemlidir. Ev tozu akarı duyarlılığı olan bir çocuğun düzgün temizlenmeyen kapalı spor salonlarında spor yapması sakıncalı olabilir. Böyle bir yerde spor yapan ve sonrasında nefes darlığı, öksürük, hışıltı, burun şikayetleri olan çocuklar için daha uygun ortamların yaratılması gerekir. Aynı şekilde polen alerjisi olan bir çocuğun polenlerin yoğun saçıldığı bahar mevsimlerinde dışarıda spor yapmaları sakıncalı olabilir.


Editörün notu: Uzmanımızın alerjiyle ilgili diğer yazılarını da mutlaka okuyun.


Comentários


Ailelere kılavuzluk etme hedefiyle yola çıkan saglikliaile.com; hamilelik, doğum, doğum sonrası, bebek, çocuk, ergenlik, psikoloji, sağlık, eğitim, güzellik, bakım, beslenme, cinsellik, yaşam ve eğlence gibi ana konuların yer aldığı geniş içeriğini birbirinden değerli ve deneyimli uzmanlarıyla sizlere ulaştırıyor.

Kayıt olduğunuz için teşekkürler!

Copyright © 2022   Mailto: Sağlıklıaile.com.  Tüm Hakları saklıdır.

bottom of page
DMCA.com Protection Status